Hızlı nüfus artışı, beraberinde birçok
problemi getirmektedir. Gelişme sürecinde olan
ülkeler, bu sürecin ilk basamağı olan “kentlileşme” kategorisinde
çeşitli zorluklar yaşamaktadır. Altyapı yetersizliği, hızlı büyüme, kentleşme
politikası, göçler ve gecekondulaşma, arsa spekülasyonu, imar sorunları gibi
hususlar kentleşmenin önünde büyük engel teşkil eder. Bu engellerin olumsuz
etkilerini en aza indirmek için çeşitli arayışlara giren birçok yönetici,
süreci kontrol edemediği için kentlere kalıcı zarar vermişlerdir.
Günlük akışın
temposu, genelde üç ayaktan ibarettir: Çalışma, dinlenme ve (mekanlar arası)
ulaşım. Çalışma ve dinlenmenin kendi içinde doğal bir dengesi ve bu dengenin
doğurduğu bir sirkülasyon vardır. Bildiğimiz gibi mekanlar arası ulaşım, araçlı
veya araçsız olarak yapılmaktadır. Araçlı ulaşım, günümüzde bütün insanları
olumlu ya da olumsuz yönden etkilemektedir.
Son yıllarda
otomotiv sektöründeki üretime paralel olarak insanların araç alım gücü de
artmıştır. Böylelikle araçlar, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Kentlerdeki
trafik karmaşası ve otopark problemi, bu artışın beraberinde getirdiği büyük
bir sorundur. Park alanı bulamayan araçların, uygun park yeri bulmak için seyir
halinde olmaları, trafik yoğunluğunun bir kat daha artmasına neden olmaktadır. Bu
karmaşaya yayalar, akan trafik de eklenince kentler, kentlileşme sürecindeki cazibesini
ve yaşanabilirlik statüsünü yitirmektedir. Bu karmaşa, şehrin idarecileri ve
sivil toplum kuruluşlarının ortak çabasıyla ele alınıp incelenmeli ve duruma kalıcı
çözümler üretilmelidir. Bu çözüm; otomobil sayısı, cadde ve sokakların profili,
kaldırımların yaya kapasitesinin birbiriyle örtüşüp örtüşmediği incelenmeli ve bu
üç faktör, kentin kullanım alışkanlıklarıyla ortaya konmalıdır.
Elazığ’da, gelen
göçlerle birlikte taşıt sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu artışın meydana
getirdiği ulaşım problemlerinin en önemlisi otopark yetersizliğidir.
Şehrimizde yaşayan insanların yaşam alanını
otomobiller, çepeçevre örmüştür. Vatandaşımız; evden işe, piknik ve gezi
alanlarına, spor merkezlerine, toplu yaşam alanlarına giderken otoparka ihtiyaç
duymaktadır. Bu ihtiyaç, görmezlikten gelinecek bir hâl olmaktan
çıkmış, acil çözüm üretilmesi gereken bir problem haline gelmiştir.
Sivil toplum kuruluşu
olarak çalışan HAZARSAM (Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi), çözümün bir
parçası olmak için “Elazığ’da Otopark Problemi ve Çözüm Önerileri” başlıklı bir raporla çalışma başlatmıştır. Bu çalışma il, çözüme katkıda bulunmak ve çözüm
sürecini hızlandırmak amaçlanmıştır. Yine, HAZARSAM tarafından hazırlanan “KENTSEL
DÖNÜŞÜM” projesiyle bu yönde bir çaba sarf edilmişti. Otopark yetersizliği, dar
sokaklar, caddelerin ve kaldırımların yetersizliği, bakımsız yollar, altyapı
eksikliği, su problemi, şehir meydanlarının nicelsel azlığı gibi bütün problemlerin
çözümünün, “KENTSEL DÖNÜŞÜM” projesinin hayata geçirilmesiyle mümkün
olabileceği dile getirilmişti. Bu konuda hazırladığımız proje raporları bütün
siyasi partilere, milletvekillerine, sivil toplum kuruluşlarına gönderilmişti.
Umarız ki yakın zamanda bu projenin önemi anlaşılır ve projemiz, şehrimizin
kalkınması için gündeme alınır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı
kanun tasarısı yürürlüğe girdiğinde, kendimizi tanımlamış ve kentsel dönüşüme
hazır bir il oluruz. Bu tasarının kanunlaşması ile birlikte de, hükümetin
finanse edeceği 400 milyar dolardan pay almış oluruz.
HAZARSAM olarak
“6 İL ELELE BÜYÜKŞEHİRE” adlı bir proje de yapmıştık. Ak Parti İl Başkanının sahiplenmesiyle takip
edilen sürecin sonucunu hükümet belirleyecektir. “Büyükşehir Belediye
Kanunu”nun, yakın bir zamanda değişecek olan ilgili maddesinden ilimizin de
yararlanmasını temenni ediyoruz. Böylece “otopark problemi” dahil, bir çok
problemimize çözüm zemini oluşturulacaktır.
Bugün il
merkezinde otopark alanı bulmak neredeyse imkansız hale gelmiştir. Mevcut
otoparkların pahalılığı, sürücüleri kısa süreli park yeri bulmaya itmektedir.
Caddelerde süreli otoparkların kaldırılması ve bir süre sonra eski sisteme döndürülmesi
geçici çözümlerden ileri gidememektedir. İmar planlarında otopark olarak
ayrılan yerlerin, çözüm olmama nedeni bilinmemektedir. Otopark alanı olarak
tahsis edilmesi gereken konut alanlarının, belediyelere para ödenerek projedeki
şekliyle imar edilmemesi bugün bu büyük problemi ortaya çıkarmıştır. Artan araç
sayısına paralel olarak otoparklar arttırılmamış, sokaklar ve caddeler bu
ihtiyaca cevap veremez hale gelmiştir. Mevcut
durumu hepimiz, her an yaşıyoruz.
Yapılan yanlışları sıralamaya gerek yok.
“Bugün ne yapabiliriz?” sorusuna cevap niteliğinde, dilimizin döndüğünce otopark
probleminin çözümünü, birkaç öneri ile somutlaştıralım:
-
Araçların düzensiz park etmesini önleyecek önlemler de dahil olmak
üzere, otopark ile ilgili bütün tarafların uyabilecekleri bir “Kentsel Otopark
Stratejisi” oluşturulmalıdır.
-
Şehir merkezindeki yolların park alanı, belirlenecek olan kısa
süreyle ücretsiz, süre limitini aşan sürücüler için ise yaptırım amaçlı park
cezaları uygulanmalıdır.
-
Hem kaldırım hem de caddede, işyerleri tarafından yapılan işgaller
engellenmelidir. Kanun dışı hareketlere müsaade edilmemeli, gerektiğinde cezai
işlem uygulanmalıdır.
-
Taşıt kullanıcıları; otopark sistemi, park yerleri ve park etme kuralları
konusunda bilinçlendirilmelidir.
-
Mağazaların mal giriş ve çıkışları, trafiğin yoğun olmadığı geç
saatlerde yaptırılmalıdır.
-
Galericiler, araç kiralama acenteleri, toptancılar şehrin dışına
taşınmalı ve bunların imarı ve sosyal tesis imkanları ile birlikte, en modern
şekilde yapılmalıdır.
-
Yaz aylarında okul bahçeleri, otopark alanı olarak çok düşük
ücretlerle hizmete sunulmalıdır.
-
Yeni yapılan binalarda otopark ve sığınak olarak ayrılan yerler,
amacı dışında kullandırılmamalıdır.
-
Mevcut otoparkların giriş - çıkışları, yön levhaları ve profilleri
iyileştirilmelidir.
-
Özel araç sahiplerinin, toplu taşıma araçlarını kullanması için düzenlemeler
yapılmalı ve vatandaşlar bilinçlendirilmelidir.
-
Şehrin geleceği planlanırken ulaşım ana planı ile nazım imar
planları birlikte düşünülmeli; yapılacak planlamalarda nüfus popülasyonu,
otomobil sayısı, kullanım yoğunluğu tahminleri dikkate alınmalıdır.
-
Otopark yönetmeliğindeki hükümlerin, yöneticiler tarafından tam
olarak uygulanması sağlanmalıdır.
-
Şehir merkezi çevresindeki otoparklara araçlar, yön levhaları ile
yönlendirilmeli, merkez trafik yoğunluğu azaltılmalıdır.
-
Otopark ücretleri, işletme
sahipleri ile şehir idarecilerinin bir araya gelmesi ile yeniden belirlenmeli
ve iyileştirilmelidir.
-
Otopark ücretlerinin; giriş - çıkış, dakika veya saat tutarları,
günlük ya da haftalık ücretleri ile abone ücretlerinin kaç lira olduğu,
tabelalar aracılığıyla otopark girişlerinde görünürlüğü sağlanmalıdır.
-
Yeni yapılacak otoparklar, şehir trafiğini hafifletmek amacıyla
dizayn edilmeli ve bunların kullanımı özendirilmelidir.
-
Mahallere, ihtiyaç doğrultusundaki otoparkların yapımı için özel
girişimciler teşvik edilmelidir.
-
Şehir merkezindeki ücretli otoparklarda uzun süreli park yapılması
ücret politikası ile engellenmeli, bu doğrultuda talebi olan vatandaşların, şehir
merkezi dışındaki (ucuz) otoparklara yönlendirilmeleri sağlanmalıdır.
-
Polis ve zabıta işbirliği ile, otopark denetimleri arttırılmalı,
park kurallarını ihlal edenler ve yaya haklarına aykırı davrananlar bilinçlendirilmelidir.
-
Boş arsalarda ruhsatsız ve illegal otoparkların kurulmasına
müsaade edilmeyerek bu tür ticari yerler, denetim altına alınmalıdır.
-
Yaya yolları ve kaldırımların otopark yerine dönüştürülmesine izin
verilmemelidir.
-
Belediyenin “otopark bedelleri” hesabında toplanan paranın, sadece
otopark yapımında kullanılması sağlanmalı ve bunun dışında herhangi bir gidere
harcanmasına müsaade edilmemelidir.
-
Ulaşım planlaması iyi yapılmalı, vatandaşların tek vasıta ile
şehir merkezine gelebileceği güzergâhlarda toplu taşıma özendirilmelidir.
-
Şehrin uygun yerlerine katlı otoparklar yapılmalı ve bunlar, düşük
ücretlerle hizmete sunulmalıdır.
-
“Park yeri yapımı” ve “sürücülerin bu park yerlerine park
etmelerinin sağlanması” eş zamanlı olarak özendirilmelidir.
-
Şehir yapılanmasında, “önce yap, sonra düzelt” felsefesinden
vazgeçilmeli, yeni yerleşim yerlerinde planlanacak otopark alanları, 100 yıl
gibi uzun vadeli stratejiler ışığında oluşturulmalıdır.
-
Akıllı otoparklar ya da mekanik katlı otoparkların
uygulanabilirliği tartışılıp bir model uygulaması yapılmalıdır.
-
Engelliler için ayrılmış olan otopark alanlarına, başka araçların
park etmesi engellenmeli ve otoparkların büyüklüğüne göre belirlenecek sayıdaki
engelli aracından ücret alınmamalıdır.
-
Raylı taşıma sistemine geçiş için planlama çalışmaları
başlatılmalıdır.
-
Belediyeye ait ve belediyenin işleteceği “merkezi otoparklar”
oluşturulmalı, bunlar çok düşük bedeller ile hizmete sunulmalıdır. Özel
işletmecinin eline bırakılan ve kontrol edilemeyen otoparklar, denetim altına
alınmalı, tahsil edilen ücretler belirli bir yasal dayanak ile sınırlandırılmalıdır.
-
Durakların bakımı, toplu taşıma araçlarının belirli dakikalar ile
duraklara uğraması gibi kullanıcıya kolaylık sağlayan düzenlemelerin yapılması,
çeşitli dijital hizmet sistemlerinin harekete geçirilmesi toplu taşıma
araçlarını kullanma cazibesini beraberinde getirecektir. İlgili düzenlemelerin
bir an önce yapılması ve toplu taşıma araçlarına binilmesinin özendirilmesi,
otopark probleminin çözümüne katkı sağlayacaktır.
Amaç, sadece
otopark problemini çözmek olmamalı, aynı zamanda şehir merkezindeki trafik
yoğunluğunun azaltılması da unutulmamalıdır. Bu maddelere daha birçok çözüm önerisi
eklenebilirdi. HAZARSAM’ın bu konuda “ELAZIĞ’DA OTOPARK PROBLEMİ ve ÇÖZÜM
ÖNERİLERİ” adı ile hazırladığı çalışmada, daha fazla bilgi ve öneriye yer
verilecektir.
Şu bir gerçektir ki; her geçen gün ilimizin
problemi artmaktadır. Bu problemlerin tespit edilmesi ve çözüm önerilerinin
tartışılması, çözümü hızlandıracak ve kalıcı hale getirecektir. Kurumsal olarak
sivil toplum kuruluşlarının görevi, tespit yaparak çözüm önerisi sunmaktır.
Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezinin görevi de çeşitli konularda strateji
üretmektir. Çözüm, yönetim ve karar yetkisini elinde bulunduranlarındır. Bazen
farkındalık oluşturmak bile bizler tarafından yapılabilecek en olumlu eylem
olacaktır. Her yazılanın, her söylenenin, her önerinin, her çözümün karşısında
duygusal tepkiler vermek, problemlerimizi çözmeyecektir. Bu şehirde hepimiz
birlikte yaşıyoruz. Problemler hepimizin olduğu gibi, güzellikler de
hepimizindir. Ama bizi yönetenlere, daha fazla sorumluluk düşmektedir. Biz,
sadece strateji üretiriz. Laf üretenler de hizmet üretenler de, hemşerilerimiz
tarafından yakından izlenmektedir. En iyi hakem, halkımızdır ve halkımız şehir
yaşamının en iyisine layıktır.
HAZAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR
MERKEZİ BAŞKANI